5. Boyuta Geliyor musunuz?
Kanıtı Schumann Rezonansı
Schumann Rezonansı, yeryüzü ile iyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal bir titreşimdir.
İyonosfer, adını üst atmosferdeki atomların ve moleküllerin güneş radyasyonuyla etkileşimi sonucunda oluşan iyonlardan (elektron kazanmış veya kaybetmiş atomlar veya moleküller) alır. Bu iyonlar başta olmak üzere iyonosferde yüksek oranda yüklü parçacıklar vardır. Bu, Dünya’nın yüzeyi ile iyonosfer arasında çok fazla elektriksel aktivite olduğu anlamına gelir.
Bu titreşim, yıldırım, güneş ışınları ve atmosferdeki elektrik akımları gibi faktörlerle oluşur ve küresel bir elektromanyetik alan yaratır. Schumann Rezonansı, 1952’de Alman fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından matematiksel olarak hesaplanmış ve bu isimle anılmaya başlanmıştır.
Schumann Rezonansı, 7.83, 14.3, 20.8, 27.3, 33.8 hertz gibi belirli frekans aralıklarında titreşir. Bu frekanslar, insan beyninin alfa ve teta dalgalarıyla uyumludur. Alfa dalgaları, gevşeme, meditasyon ve yaratıcılıkla ilişkilidir. Teta dalgaları ise derin uyku, rüya ve bilinçaltıyla bağlantılıdır.
Şimdi sıkı durun…
Schumann Rezonansı, dünyanın kalp atışı olarak da tanımlanır. Bu titreşim, insanların fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı üzerinde etkili olabilir. Bazı araştırmalar, Schumann Rezonansı’nın insanların biyolojik saatlerini, hormon salgılarını, bağışıklık sistemlerini ve beyin fonksiyonlarını düzenlediğini göstermiştir.
Schumann Rezonansı, aynı zamanda insan bilincinin ve Dünya’nın evrimiyle de ilgilidir. Bu artış, insanların daha uyanık, odaklı, akıcı ve bütünsel bir bilinç haline geçtiğinin bir işareti olabilir.
Gregg Braden, Dünya'nın Foton Kuşağı'ndan geçtiğine, Dünya'nın rotasyonunun yavaşladığına, Dünya'nın rezonans frekansında bir artış olduğuna (Schumann Rezonansı) dair bilimsel kanıtlar sunuyor. Dünya, dönüşünü durdurduğunda ve rezonans frekansı 13'e ulaştığında sıfır noktası manyetik alanında olacağız. Dünya durduktan sonra 2 ya da 3 gün içinde ters yöne doğru tekrar dönmeye başlayacak. Bu durum, Dünya'nın etrafındaki manyetik alan içinde ters yönde ani bir değişikliğe sebep olacak.
Dünya tarihi boyunca bildiğimiz durdurduğu ve tekrar dönmeye başladığına dair bir kanıt yok. Fakat manyetik taklalar ile bulgular oldukça fazladır. Ve insan kulağı 20 Hz- 20000 Hz frekansı aralığını duyar.
Peki tüm bunları birleştirdiğimizde nasıl öngörüler elde edilebilir;
1- Zamanın hızlanması: Sıfır noktasına yaklaştığımızda zaman hızlanmış olarak algılanacak. Buna göre 24 saatlik zaman dilimi, 16 ya da daha az saatte yaşanmış olacak. Binlerce yıldır SR'nın 7.8 devirde olduğunu, fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu hatırlayın. Bugünlerde sürekli artış ve azalış gözlemlenmektedir. Gerekli devire ulaştığında duracak veya manyetik takla yaşanacak.
2- Manyetik takla: Sıfır Noktası ya da manyetik kutupların ters dönüşü muhtemelen çok da uzak olmayan bir zamanda olacak.
3- Kıyamet: Sıfır Noktasından sonra Güneşin batıdan doğup, doğudan batacağı da söylenmektedir. Bunun daha önce gerçekleştiğine dair çok eski kayıtlar bulunmaktadır. Bu bize KIYAM-ET alametlerini hatırlatır. Sura üflenmesi ise insan kulağının duyacağı frekans oranında bir ses çıkacağını göstermektedir.
4- 5. Boyuta Yükseliş: Sıfır Noktası değişimi muhtemelen bizi 4. ve/veya 5. boyuta sokacak. Burada, düşündüğümüz ve istediğimiz her şey hemen tezahür edecek. Bu Sevgi'yi ve Korku'yu içermektedir. NİYETİMİZ en yüksek öneme sahip olacak.
5- Yeni beden: Sıfır Noktasına yaklaştıkça fiziksel bedenlerimiz değişmektedir. DNA'larımız 12 sarmallı yapıya yükseltilmekte. Yeni bir ışık beden yaratılmakta. Daha sezgisel bir hale bürünüyoruz.
6- Dünya’nın evrimi: Bu dönüşüm Dünya’yı komple boyut değiştireceğini hatırlayın. Dünya da bir varlık ve onun da evrimi tamamlandı, bizler de onunla birlikte foton çağına geçiyoruz.
Bütün bu bilgiler korkutucu nitelikte değildir. Tam tersi yukarıda söylediğim gibi hala korku frekansında kalırsanız onu daha da fazla hayatınıza çekecekseniz. Yeni Işık çağını getirecek olan bu değişimlere hazırlanın.
KIYAM-ET uyanış demektir. Uyanışa katılın…
Zamanın ve mekanın ötesine geçiş yapıyoruz; Korkuya dayalı kavramların tamamen ortadan kalkacağı...
